İzlenmesi gereken bir film daha, Antiviral (2012)

Sevdiğiniz ünlülere çok yakın olabilmek için neleri feda edersiniz? Birçok kişi bir yıldızla bir akşam yemeği için onbinlerce doları gözden çıkarabilir. Peki sevdiğiniz yıldızların mikroplarını kapmak ister misiniz? Demek istediğim bir koltuğa oturup, seçtiğiniz yıldızın uçuk mikrobunu kendi vücudunuza enjekte etmek ister misiniz?

istediğiniz virüsü çok uygun fiyata kapın!

Brandon Cronenberg, ilk yönetmenlik denemesi olan bu filmde çok ilginç bir hikayeye imza atıyor. Bir çağ düşünün, obsesif insanlar sevdikleri ünlülere bir adım daha yaklaşmak için onların mikroplarını kendi vücutlarına enjekte ettirsin, gittikleri restoranlarda ünlülerin hücrelerinden yapılmış biftekler yesin, yine ünlülerin hücrelerinden ağaçlar, çiçekler böcekler olsun, gitsinler alışveriş merkezlerinden onlara ait eşyaları satın alınsınlar

Antiviral 2012   

Filmde Syd adında, çalıştığı klinikte insanlara ünlülere ait virüsleri satan sönük bir karakter var, kendisi çalıştığı yerden kazandığıyla yetinemediğinden bu işten maksimum kazanç için virüs kaçakçılığına karar veriyor. Kendi vücuduna enjekte ettiği virüsleri korsan gruplara satıyor. Tabi hasta olmadığı gün yok. Sonrasında enfekte olduğu bir virüs sonrası, tuhaf bir gerçekle yüz yüze geliyor ve olay o andan itibaren biraz daha kanlı, bazıları için iğrenç bir boyut alıyor.

Ben bu filmin konusunu çok beğendim, dünyada ünlülere karşı oluşan obsesif tavırları çok iyi eleştirdiğini düşünüyorum. Birde Syd karakterini canlandıran Caleb Landry Jones, bence bu rol için en iyi seçim, adam resmen rolünü yaşıyor. Tavırları, hastalık tasvirleri harika.


Filmin fragmanına bir göz atın derim;