Şu an için Türkiye'de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre tamamen yasak olan bu durum (hekim hesaplı kitaplı adam öldürme suçundan müebbet caza alır) Amerika'nın bazı eyaletlerinde, Washington, Oregon ve Montana'da serbestir ve hasta bir şekilde talep ettiği takdirde bu işlem onaylanır ve hastanın vefatı kendi rızası ile hızlandırılır ve acılarına derhal son verilir.
Ötanazinin altında yatan gerçek aslında hastanın dinmek bilmeyen acılarını hafifletmektir ve çoğuna göre hastanın zaten sahip olduğu bu hakkı ona tanımaktır, yasaldır, olmazsa olmazdır. Bu arada hayvanlara da ötanazi uygulanabilir, örnekleri bolca mevcuttur ama bu yazımdaki esas noktam insanoğlu üzerinde uygulanan, uygulanmak istenen ötanazi kavramıdır.
İslam dinine göre insan Allah tarafından yaratılmıştır ve ona canı verende alanda bir tek yüce Allah'tır. Dinimiz insanoğluna cana kastetmeyi yasaklamıştır ki bunların arasında intihar etmek de vardır. Olaya bu yönüyle bakıldığında ötanazı olayına karışan herkes katildir. Bunun yanında Hristiyanlık, Musevilik gibi dinlere de çok açık ifade edilmiştir ki her kim bir şekilde canına kıyarsa ya da ölüm olgusunu hızlandırırsa katildir. Kişi tedavi edilemeyecek durumda olsa bile, üst düzey özen gösterilmeli ve aksi hiç bir şekilde akla getirilmemelidir. Budizm inancında bile bu böyle emredilmiştir.
Bunlar olayın dini boyutu, peki ya insani boyutu? Gözlerinizin önünde günden güne eriyen, akıl sınırlarını zorlayan acılar çeken birinin böyle bir talebi karşısında siz ne yapardınız?
Bu soruya cevap vermeden Al Pacino'nun başrolünü üstlendiği You Don't Know Jack adlı filmi bir kez olsun izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Film gerçek bir olaydan yola çıkmış, bir doktor düşünün, kendi hazırladığı bir karışımla 130 ölümcül hastaya ötanazi hakkı tanısın ve herkes kendisinden doktor ölüm diye bahsetsin. Filmi izlediğinizde eminim ki çok duygulanacak, ötanazi kavramını bir kez daha sorgulayacaksınız.
0 yorum:
Post a Comment