Merhaba meleğim..

Cennet sanıyorum şefkati, ve acımasızca oluyor bu oyunun bileti. Kimse sevemiyor ki beni senin kalbin gibi. Kimse dokunmuyor ki bana senin ellerin gibi. Bak yağmur yağıyor sevgilim hadi uyan artık bitmesin başucunda çiçekler. Kahpe eylül beklemedi ama belki yağmur bekler sabahı. Ne güzel koktun birden öyle meleğim sanki cennet yaptın koskoca mezarlığı. Bak herkes bana bakıyor artık onlarda tanıyor beni, sana olan sevgimi ve herhalde diyorlardır bu fâni. Yağmur hızlandı meleğim. Tohum oldun düştün toprağa inanıyorum ki yağmur geri verecek seni bana. Belkide bundandır senin yokluğunda yağmura olan aşkım. Merak etme seni böyle çiçekler içinde görmeye de alıştım.
Hava soğudu meleğim artık gitmeliyim. Beni bir hayat bekliyor acılarla köpürmüş bir deniz, siyahlarla örtülmüş bir gökyüzü ve sensizlike kavrulmuş bir yeryüzü. Omuzlarım düşük ve ümitlerim bitik. Bak yine düştü ağzım kısa ve öz tercüme olsun NAZIM;
Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle.
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile...
Bu çok güzel ve anlamlı yazı için yazarımız Sercan Tetik'e teşekkürler......
Bu arada büyük üstad Nazım Hikmet'i de rahmetle anıyoruz......
0 yorum:
Post a Comment