Bir önceki filmi izlediyseniz koleksiyoncunun ne kadar
piskopat olduğunu zaten biliyorsunuz. Başına deriden bir maske takan ve zaman
zaman arkasını dönüp iplerini iyice sıkan, suratının ifadesine bakılırsa belli
bir deformasyonu olan, hayvan gibi böğürtüler çıkaran, çok seri bıçak kullanan
bir seri katil. Yakaladığı insanları zar zor sığabilecekleri bir kutunun içine
tıkan, onlara akla hayale gelmeyecek işkenceler yapan, kesen biçen bir ruh
hastası. Bu ilk filmde de böyleydi, ikincisinde de bundan farklı olmadı ve öyle görünüyor ki serinin muhtemelen son filmi de yolda.
Aslına bakarsanız korku filmleri karekterlerini yan yana koysanız ve
her birine belli bir puan verseniz koleksiyoncu gayet yüksek bir puanla
manyaklar listesinin en üstlerine aday olabilir ama her nedense Freddy Kruger
(Elm sokağında kabus) benim her zaman favorim olmuştur ve olmaya devam
edecektir.
Neyse, koleksiyoncu 2 kesinlikle ilkine göre daha etkileyici, korku
ve kan düzeyi iyice yukarılara çıkarılmış ve tuzaklar çok daha zekice
hazırlanmış. Film tam bir hayatta kalma oyunu aslına bakarsanız. Aslında
birbirinin bir kopyası niteliğini taşıyan yeni nesil Amerikan filmlerine
bakılırsa bu film çıtayı epey yükseltmiş. Filmde sevmediğim tek bir şey var o
da bana oldukça amatör gelen oyunculuk, nedendir bilmem genç kızı kurtarmaya
giden ekip oyunculuk anlamında evlere şenlik. Sanki orda olmamaları gerekiyormuş
gibi.
Sonuç olarak, sizlere tavsiyem bu filmi dev bir ekranda, son
ses izlemeniz. Korku filmi sevenler bu filmi kaçırmasın derim. Bence Testere
filminden sonra fikir anlamında en dolu filmlerden birisi ve şu an için imdb
notu 10 üzerinden 6,2 (yaklaşık 4500 oy) ki bence bu tarz Amerikan filmleri
için kayda değer. Yazı sonrası izleyebileceğiniz resmi fragman umarım size bir fikir sunar. İyi seyirler.
0 yorum:
Post a Comment