Nükleer Santrallere Hayır!

Yazar http://bilginti.blogspot.com/ on Saturday 2 May 2015 | 07:27

Ben en başından beri "Nükleer Santrallere Hayır!" diyorum ve halen bunun arkasındayım, peki ama neden?

nukleer santrallere hayir
Nükleer Santraller Ölümdür!
  • Kimse kimseyi kandırmasın, nükleer santraller öyle sıfır emisyon oluşumlar değildirler. Reaktörler belli aralıklarla radyoaktif salınımlar yaparlar. Galiba 2008 senesiydi, Fransa'da bir bölgede musluk sularından içmek, balık tutmak ve yüzmek yasaklanmıştı, nedeni ise radyoaktif atıkların suya karışmasıydı. (isterseniz Tricastin nükleer santraline detaylı bir göz atın). Buna ek olarak şunu da eklemekte fayda var, her 18/24 ayda bir nükleer santralin üretimini durdurması ve nükleer, radyoaktif atığından kurtulması lazım. 
  • Nükleer santraller, soğutma işlemleri sırasında ve belli başlı bazı işlemler için çok ciddi oranda su kullanır. Bunu çoğu zaman ırmaklardan, göllerden karşılar. Bu da deniz yaşamına yönelik ciddi bir tehdit anlamına gelecektir. Bunun yanında diyelim ki su sıkıntısıyla baş başa kaldığımız bu günlerde, bir reaktör soğutma işlemi için gerek duyduğu suya ulaşamadı!!! Sonuç felaket olabilir.
  • En son Fukuşima nükleer santralinde olan kazayı hatırlarsınız, dünyanın en güvenli santrallerini yapan Japonya'nın imajı yerle bir olmuş, hepsinden önemlisi binlerce insan ölmüş ve santralin bulunduğu kilometrelerce karelik alan hayalet kasabaya dönmüştü. Resmi raporlara göre şu anda 200 bin kişi kanser riski ile karşı karşıya. Olay yaklaşık 4 sene önce meydana geldi ama sızıntılar halen devam etmekte, ve öyle görünüyor ki daha uzun bir süre devam edecek. Santraldeki sıkıntıya ne yol açmıştı? Deprem!!! Peki Türkiye Deprem haritasına bir göz attığınızda ne durumdayız? Vahim! Bu en kötü senaryo ama Allah korusun! 
  • 11 Eylül'de ikiz kulelere yapılan saldırıyı bir düşünün, kimse o ana kadar bu çapta bir saldırıyı beklemiyordu ama sonuç bir faciaydı, hedefteki iki kule aslına bakarsanız açık birer hedefti, peki ya devasa nükleer santraller, bir savaş anında aklınıza en büyük darbe için neresi gelir? Senelerdir Türkiye'ye kabus gibi çöken sözde medeniyet temsilcisi ülkelere ne kadar güveniyoruz? 
  • Ticari anlamda uygulanan bir nükleer faaliyet, kaçınılmaz bir şekilde nükleer silah kapasitesinde artış anlamına gelecektir. İnanın bana daha birinci santral kurulur kurulmaz, bunu yenileri takip edecek ve sonrasında dışarıdan sesler yükselmeye başlayacak. 
  • 1000 megawatt güç üretebilen bir santral, her sene 40 tane atom bombası üretmeye yetecek kadar plütonyum üretir ve bu da korkunç bir senaryoya davetiye çıkarmaya yeter. 
  • Chernobyl felaketini bir gözünüzün önüne getirin, (kazanın meydana geldiği 1986 yılından 2004 yılına kadar tutulan resmi kayıtlara göre çoğunluğu kanserden olmak üzere 985.000 kişi hayatını kaybetmiş), yüksek radyasyon seviyelerinden dolayı, bazı bölgelere insanlar adımlarını dahi atamıyor. Peki sizce de bu rakamlar çok mu abartı? Bu ölümlerin yanında esamesi bile okunmaz ama olayın bir de maddi boyutu var, o da yaklaşık 350 milyar dolar gibi bir rakam. Tamamen kayıp!
  • Dünyanın belli bölgelerinde uranyum madenlerinde çalışan ve radyasyona her daim maruz kalan insanlar var, bunla bir şekilde ailelerini de risk grubu içine alıyorlar, peki buna değer mi? Kim bu insanlar? Para her şeyi halleder mi ?
  • Peki nükleer atıkları hadi tıktınız bir yerlere, ya da verdiniz Amerika'nın bu iş için özel oluşturduğu bir alana, onlarda tıktı bunu yerin altına. Bu atıkların etkilerinin yüz binlerce yıl devam edeceğini biliyor musunuz? Yoksa sıcak para çok mu tatlı?
Yukarıda yazdığım her şeyi tamamen saçmalık kabul edebilir veya saygı duyar ve dikkate alırsınız, bu tamamen size kalmış bir durum ama şunu unutmayın, bütün bu soruların ötesinde kendimize sormamız gereken başka bir soru var? Nükleer enerji, insanoğlunun bitmek tükenmek bilmeyen enerji ihtiyacına tek alternatif mi? Sorunun cevabı hayır? İşte acı olan bu, insanlığı tehdit etmekten çok uzak, öyle kanser manser yapmayan, havaya suya saygılı birkaç yöntem var, örneğin güneş enerjisi, rüzgar enerjisi? Peki bunlardan sonuna kadar faydalanıyor muyuz? Bence Hayır!!!!!!

1 yorum:

  1. Oradan gelecek bir kaynak olmaz olsun. En güzeli elimizde olanı tasarruflu kullanalım. Bıktım artık bu gidişattan. Ay yeterrrrrr.

    ReplyDelete

 
Copyright © 2013. Bilginti - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalama yapılamaz!..