Yine her şey dağılıyor.
Okula doğru yürüdüğümde insanların sesini duyamadığımı fark ettim. Sanki hayali bir plastik fanusun ardından geliyordu sesleri. Önümdeki adam-arkadaşım-hala bir şeylere takılmış. Hala konuşuyor. Bence alkolü artırması veya hiç başlamaması gerekiyordu. İnsanların bir kısmının problemi de budur. Bir şeye girdiklerinde girecekleri yeri bilmezler. Nerde durup nerde tamamen çekileceklerini bilmezler. Kantinin önünde neyi arıyorum, şu an ben bile bilmiyorum. Son zamanlardaki gibi Çin daması denen şeyde taşları yerleştirmeye çalışıyorum. Çok gereksiz hissediyorum o anki halimi. Hani eve giderkenki yokuş gibi, o da gereksiz, gereksiz hissediyorum. Bir şeyler dağılıyor bende. Bende kağıtların nasıl kafamdan aşağı düştüğünü görüyorum. Tecrit kağıtlarının. Nasıl yollarda sefilim..
Sahi, uzun zamandır şu lastikli, torba gibi olan çantalardan almak istemişimdir. Yol için, biraz yolda olmak için.....
Yazarımız Mert Erbil'e sonsuz teşekkürler......
Benzer Yazılar
Sitemizde yayınlanan konulardan anında haberdar olmak için abone olunuz!
0 yorum:
Post a Comment