Olmak ya da Olmamak, bir Nihat Doğan Trajedisi

Tek suçu evine gitmek için kanı beş para etmez, hiç bir dine mensup olamayacak kadar aşağılık olan bir yaratığın dolmuşuna binen ve başına geleceklere benzer şeyleri belki de ucuz Amerikan korku filmlerinde izleyip, kimi zaman yok artık deyip gülüp geçen, kimi zaman da korkusundan gözüne uyku girmeyen bir kızdı belki de Özgecan. Nereden bilecekti gerçek dünyada da yaratıklar vardı. Yalnızdı, savunmasızdı, 20'li yaşlarındaydı ve bayandı. Akla hayale gelmeyecek şeylere maruz kaldı, ve bu dünyadan göçüp gitti.

Ama inanıyorum ki bir yerlerde o da katillerini izliyordur, hem Özgecan'ın, tabiri caizse yattığı yerde huzur bulması, hem de bütün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan vicdan sahibi insanların (Nihat Doğan hariç) duydukları tarifsiz acıya bir son vermek için bu şeref yoksunlarına yakışan bir cezanın verilmesini herkes gibi bende diliyorum.        

Sanatçı!

Peki bütün bunlar olurken, bir sanatçımız ne diyor;  "Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın". Birilerine yaranmak için söylendiğine bahse girebileceğim bu zavallı yorumu okurken ben sadece güldüm, içimden bir Fatiha'da o şahıs için okudum ki Allah yolunu açık etsin diye.....Olmak ya da olmamak arasında kısa bir çizgi vardır, sen olmamışsın be!!!!!